NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عِيسَى
حَدَّثَنَا
هُشَيْمٌ
أَخْبَرَنَا
عَبَّادُ
بْنُ رَاشِدٍ
قَالَ
سَمِعْتُ
سَعِيدَ بْنَ
أَبِي
خَيْرَةَ
يَقُولُ
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ مُنْذُ
أَرْبَعِينَ
سَنَةً عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ ح و
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ
أَخْبَرَنَا
خَالِدٌ عَنْ
دَاوُدَ
يَعْنِي
ابْنَ أَبِي
هِنْدٍ
وَهَذَا لَفْظُهُ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ أَبِي
خَيْرَةَ عَنْ
الْحَسَنِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ قَالَ
لَيَأْتِيَنَّ
عَلَى
النَّاسِ
زَمَانٌ لَا
يَبْقَى
أَحَدٌ
إِلَّا
أَكَلَ
الرِّبَا
فَإِنْ لَمْ
يَأْكُلْهُ
أَصَابَهُ
مِنْ بُخَارِهِ
قَالَ ابْنُ
عِيسَى
أَصَابَهُ مِنْ
غُبَارِهِ
Ebu Hureyre (r.a)'den
rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar
üzerine öyle bir zaman gelecek ki, faiz yemeyen hiçbir kimse kalmayacaktır.
Kişi, faiz yemese bile, kendisine onun buharından bulaşacaktır."
îbn îsa; "Onun
tozundan ona bulaşacaktır" dedi.
Diğer tahric: Nesai,
buyu'; İbn Mace. ticarat (2278); Ahmed b. Hanbel, II, 494.
AÇIKLAMA:
Bu hadis Musannif Ebû
Davud'a iki ayrı hocadan intikal etmiştir. Bunlardan birisi Muhammed b. İsa,
diğeri de Vehb b. Bakiyye'dir. Metin, Vehb b. Bakiyye'nin rivayetidir. Onun;
"Kendisine onun Buharindan bir şey bulaşacaktır*' şeklinde rivayet ettiği
cümle, Muhammed b. İsa' mn rivayetinde, ' 'Kendisine, onun tozundan bir şey
bulaşacaktır" şeklinde varid olmuştur. Musannif bu farka, hadisin sonunda
işaret etmiştir.
îbn Mâce'nin rivayeti
de, İbn İsa'nın rivayeti gibidir.
Senedden, Hasen'in
hadisi Ebû Hureyre'den işittiği izlenimi ortaya çıkar. Fakat Münziri, Hasen'in
Ebû Hureyre'yi görmediğini, onun için hadisin munkatı olduğunu söyler.
Metinde geçen; "faizin
Buhari" veya "tozu"ndan maksat, onun eseridir.
Rasûluîlah (s.a.v.), bu
hadisi ile ta asırlar öncesinden bugünü görmüş, insanlığın düştüğü bu ekonomik
batağı mucizevî bir tarzda haber vermiştir. Gerçekten de Hz. Nebi'in bildirdiği
tahakkuk etmiş, faize doğrudan ya da dolaylı olarak dalmayan hemen hemen
kalmamıştır. Dinine bağlı olarak bilinen, faizin haram olduğuna inanan birçok
insan bile maalesef ya bile bile ya da bilmeden faize bulanmıştır. Çünkü gayri
islâmî bir sisteme dayanan ve bu sistemin piyasasında gelişen ekonomi
insanlığı kıskacına almış, bütün çıkış kapılarına faizi yerleştirmiştir. Öyle
ki, piyasada iş yapmak isteyen tüccar, yatırım yapmak isteyen sanayici, ister
istemez faiz müesseselerinin kapılarına gitmek zorunda kalmıştır. Kredi ve
banka ile hiçbir ilgi kurmayan esnaf da faizden uzak kalamamaktadır. Çünkü,
İslâm'ın koyduğu şartlara uyulmadan yapılan ve yaygınlaşan fasid akidler de
faiz hükmündedir. Bu akitlerden uzak kalmak zamanımız tüccarı için imkânsız
hale gelmiştir.
Ticaret, sanayi ve
banka ile hiçbir ilgisi olmayan çiftçi, işçi, memur da yakasını bu iletten
kurtaramamaktadır. Ürününe karşılık aldığı bedel, çalışmasına karşılık aldığı
ücret faiz kurumlarından geçmekte, faize bulanmaktadır. Dostunda yediği
yemekte, arkadaşından aldığı hediyede faiz bulaşığının olmadığı, hiç kimse
tarafından garanti edilemez durumdadır, işte Hz. Nebi (s.a.v.)'in, insanların
faiz alıp yemese bile onun tozuna dumanına bulaşacağı yolundaki haberi budur.
Avnü'l-Ma'bûd sahibinin
ifadesine göre, AIiyyü'1-Kârî; kişinin, faizin tozuna bulaşmasını şöyle
açıklar: "Yani kişiye faizin eseri ulaşır. Bu; faiz muamelesine şahit
olmakla, o muameleyi yazmakla, faiz yiyenin ziyafetine iştirak etmekle veya
hediyesini kabul etmekle olur. Kişi faizden korunsa bile, onun izlerinden
kendisini kurtaramaz."
Ebû Davud'un bu hadisi,
"şüphelerden kaçınmak" babına alması, hadisin bu tarafı ile ilgili
olsa gerektir. Çünkü faiz olan, faiz olduğu bilinen şey kesinlikle haramdır.
Şüphe ile hiçbir ilgisi yoktur. Şüpheli olan, akitler içerisine gizlenen,
herkesin ayırd edemeyeceği ya da başkalarının kazançları vasıtasıyla gelen
faizdir. Müslüman yaptığı muameleye çok dikkat etmelidir. Davetine gittiği,
sofrasına oturduğu kişileri iyi seçmelidir. Hatta alışveriş ettiği bakkalın
ticarî muamelelerini bilmeli ve bakkalını ona göre tesbit etmelidir.